Size Özel Dijital Çözümler

Deneyim ve yeteneklerimizle, ihtiyaçlarınıza en uygun çözümleri hayata geçirmek için çalışıyor, firma dinamiklerinizi göz önünde bulundurarak size özel iş süreçleri geliştiriyoruz.

Bizimle Tanışmak İster Misiniz?

İş Süreçleri Yönetimi (BPM)


Dijital Dönüşüm & CRM


Sigortacılık Çözümleri

Sigortacılık

Çözümleri

Uzun yıllara dayanan birikimimiz ve sigorta sektöründeki tecrübemiz ile sigortacılık sektörüne özel çözümler üretiyoruz.

İş Süreçleri

Yönetimi

Emakin'nin low-code alt yapısı ile ihtiyacınıza yönelik kapsamlı projeler geliştiriyor, iş süreçlerinizi otomatize ediyoruz.

Dijital Dönüşüm

& CRM

Dijital dönüşüm yolculuğunuza anahtar teslim çözümler ile rehberlik ediyor, müşteri ilişkilerinizi yönetmek için size özel iş uygulamaları geliştiriyoruz.


Veri

Migrasyonu

Core sistem geçişleriniz için veri migrasyon projeleri geliştiriyor, sistem geçişlerinizi veri kaybı ve uyum sorunları yaşamadan kolaylıkla yönetiyoruz.

20

Yıllık Tecrübe

50+

Başarılı Proje

250+

Süreç & Uygulama

UNIQA HAKKINDA


Uzun yıllara dayanan tecrübemiz ve alanında uzman kadromuz ile sektörün önde gelen şirketleri için dijital dönüşüm projeleri geliştiriyor,

başta sigortacılık olmak üzere bir çok alanda anahtar teslim çözümler sunuyoruz.


Yazılım geliştirdiğimiz işletmelerin dijitalleşme süreçlerini kolaylaştırmak ile kalmayıp, 

rekabet avantajlarını arttırmak için kapsamlı destek ve danışmanlık hizmeti veriyoruz.


İhtiyaçlarınıza yönelik yapay zeka destekli iş uygulamaları
geliştirirken,  firma dinamiklerinizi önemsiyor adete firmanıza özel terzi işi teknolojik çözümler üretiyoruz.


Uniqa'nın benzersiz yaklaşımı ile; iş süreçlerinizi otomatize ederek karar süreçlerini hızlandırmayı, hata oranlarını azaltırken zaman ve mali kayıpların önüne geçmeyi, iletişim kanallalrını daha güçlü kullanmayı ve şirket verimliliğinizi gözle görülür şekilde arttırmayı vaad ediyoruz.

ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ


Uniqa'nın gücü, yalnızca kendi kaynaklarından değil, aynı zamanda geniş ve güçlü iş ortaklıklarından gelir.


 Farklı sektörlerden birçok firma ile kurduğu stratejik iş birlikleri sayesinde, sigorta ve bilişim hizmetlerinin ötesinde, teknolojiden finansa kadar uzanan geniş bir çözüm yelpazesi sunar.  Bu kapsamlı partner ağı, Uniqa’nın her alanda daha hızlı, esnek ve ihtiyaçlara uygun hizmetler sunmasını mümkün kılar.

“Uniqa gerçek değer yaratan bir şirket. İş ortaklığı sadece yapılan projeleri kapsamıyor. Geniş ağı sayesinde sizlere tüm süreçlerde destek olabiliyorlar. Bir anlamda yakın bir dost gibi… Teknoloji alanında bu bakış açısı ile bir benzeri gerçekten yok.”


Murat Emanet

IT - Coordinator

ankara sigorta

"Başarılı bir işbirliği ile geliştirmiş olduğumuz bu platform sayesinde, müşterilerimizi ilk temastan, satış sonrası hizmet süreçlerimiz de dahil olmak üzere, operasyonel verimlilik ve müşteri memnuniyetini sağlama anına kadar takip etmeye devam ediyoruz."


Rennan Altıntaş

Operasyon ve Müşteri Hizmetleri Direktörü

gulf

“Uniqa'nın esnek ve yüksek kaliteli çözümleri, HDI Sigorta'nın ihtiyaçlarına mükemmel bir şekilde cevap vermiştir. Tam bizim ihtiyacımıza göre ve beklentilerimizin hep üzerinde çözümler üreterek yarattığı katma değer Uniqa'nın imzasıdır diyebilirim."


Deniz Koral

IT & Data Security Group Director

hdi

BLOG


tarafından Ecem Oktay 6 Ağustos 2025
Kâğıt tüketiminin her geçen gün artması, hem maliyetleri yükselten hem de çevresel sürdürülebilirliği tehdit eden bir unsur haline gelmiştir. Ancak dijitalleşmenin hız kazandığı bu çağda, "kâğıtsız ofis" kavramı artık ulaşılması zor bir ütopya değil, entegre dijital süreçlerle gerçekçi bir dönüşüm hedefidir. Doğru planlama, teknoloji seçimi ve çalışan adaptasyonuyla bu dönüşüm yalnızca mümkün değil, aynı zamanda birçok fayda da sağlar. Bu yazıda, kâğıtsız ofise geçiş sürecinde dikkat edilmesi gereken adımları, karşılaşılan zorlukları ve entegre süreçlerle bu dönüşümün nasıl sürdürülebilir hale getirilebileceğini ele alacağız. Kâğıtsız Ofis Nedir? Kâğıtsız ofis, kurum içindeki belgelerin fiziksel olarak değil dijital olarak oluşturulduğu, saklandığı, paylaşıldığı ve imha edildiği bir iş ortamını tanımlar. Amaç, kâğıt tüketimini minimuma indirerek maliyetleri azaltmak, verimliliği artırmak ve çevre dostu bir çalışma düzeni oluşturmaktır. Bu sistem, dijital belge yönetimi, otomatik iş akışları, elektronik imza, bulut tabanlı sistemler ve entegrasyon yazılımlarıyla desteklenir. Neden Kâğıtsız Ofise Geçilmeli? 1. Maliyet Tasarrufu: Kâğıt, toner, yazıcı, arşiv alanı, posta masrafları gibi giderler ciddi oranlarda azalır. 2. Verimlilik Artışı: Dijital dokümanlar saniyeler içinde bulunabilir, paylaşılabilir ve işlenebilir. 3. Güvenlik: Fiziksel belgelerin kaybolması veya hasar görmesi riski ortadan kalkar; şifreleme, yedekleme ve erişim kontrolü gibi güvenlik önlemleri devreye girer. 4. Çevresel Sorumluluk: Ağaç kesimini azaltmak, su ve enerji tasarrufu sağlamak sürdürülebilirlik açısından önemlidir. 5. Uzak Erişim İmkânı: Hibrit veya uzaktan çalışma modelinde belgeler her yerden güvenli şekilde erişilebilir olur. Adım Adım Kâğıtsız Ofise Geçiş Süreci 1. Mevcut Durum Analizi İlk adım, kurumda kâğıt kullanımının hangi süreçlerde yoğun olduğunu tespit etmektir. Fatura yönetimi, sözleşmeler, personel işlemleri, toplantı notları gibi alanlarda kâğıt kullanım sıklığı ve amacı belirlenmelidir. 2. Dijital Dönüşüm Stratejisinin Oluşturulması Kurumun hedefleri, bütçesi ve çalışan profiline uygun bir strateji geliştirilmelidir. Bu strateji; dijitalleşme takvimi, ihtiyaç duyulan yazılımlar, eğitim programları ve pilot uygulamaları içermelidir. 3. Doğru Teknolojilerin Seçilmesi - Dijital Belge Yönetim Sistemi (DMS) - Elektronik İmza Entegrasyonu - OCR (Optik Karakter Tanıma) Yazılımları - Bulut Depolama Sistemleri - Mobil Uygulama ve Erişim Çözümleri Bu teknolojiler birbiriyle entegre şekilde çalışmalıdır. 4. Süreçlerin Otomatikleştirilmesi Onay mekanizmaları, evrak iş akışları ve dokümantasyon süreçleri otomatikleştirilerek kullanıcı hataları azaltılır, hız ve şeffaflık sağlanır. 5. Çalışan Eğitimleri ve Adaptasyon Süreci En başarılı teknoloji bile kullanıcılar tarafından benimsenmediği sürece etkinlik kazanamaz. Bu nedenle tüm çalışanlara, sistemlerin nasıl kullanılacağı, belge güvenliği ve veri gizliliği hakkında kapsamlı eğitimler verilmelidir. 6. Pilot Uygulama ile Başlamak Öncelikle belirli bir departmanda pilot uygulama gerçekleştirilerek sistemin işleyişi test edilmeli, geri bildirimler alınmalı ve gerekli iyileştirmeler yapılmalıdır. Ardından kurum geneline yayılmalıdır. 7. Dijital Arşiv ve Yasal Uyum Dijital belgelerin saklanması, yedeklenmesi ve yasal geçerliliği önemlidir. Ülkenin mevzuatına uygun şekilde belgelerin dijital olarak arşivlenmesi, denetim süreçleri açısından önemlidir. Kâğıtsız Ofise Geçişte Karşılaşılan Zorluklar • Değişim Direnci: Çalışanlar alışkanlıklarından vazgeçmekte zorlanabilir. • Güvenlik Endişeleri: Dijital sistemlere karşı siber saldırı riski korkutucu olabilir. • Yatırım Maliyetleri: İlk aşamada teknolojiye ve eğitime yapılacak harcamalar göz korkutabilir. • Hukuki Bilinmezlik: Elektronik belgelerin yasal geçerliliği konusunda bilgi eksikliği olabilir. Bu Zorlukların Üstesinden Nasıl Gelinir? • Güçlü liderlik ve üst yönetim desteğiyle dijitalleşmenin önemi açıkça anlatılmalı. • Kültürel değişim, iletişim ve başarı hikâyeleri ile desteklenmeli. • Güvenlik konusunda profesyonel destek alınmalı ve sistemler düzenli test edilmelidir. • Eğitim ve danışmanlık süreçleri yatırımın bir parçası olarak görülmelidir. Kâğıtsız Ofisin Kurumsal Etkileri 1. Hızlı ve Şeffaf İş Süreçleri 2. Yüksek Kurumsal Hafıza ve Kolay Erişim 3. Daha Az Hata, Daha Fazla Denetim İmkanı 4. Kurumsal İmaj Güçlenmesi 5. Çevreci Marka Algısı Sonuç Kâğıtsız ofis, sadece teknolojik bir değişim değil, aynı zamanda kültürel ve operasyonel bir dönüşümdür. Entegre dijital süreçlerle bu hedefe adım adım yaklaşmak mümkündür. Bu süreçte sabırlı olmak, doğru adımları atmak ve çalışanları sürece dahil etmek başarıyı getirecektir. Kurumlar, çevreye duyarlı, verimli ve sürdürülebilir bir çalışma ortamı yaratmak istiyorsa, kâğıtsız ofis hedefini ertelemek yerine hemen harekete geçmelidir. Çünkü geleceğin ofisleri artık kâğıtsız olacak. - Mobil Uygulama ve Erişim Çözümleri Bu teknolojiler birbiriyle entegre şekilde çalışmalıdır. 4. Süreçlerin Otomatikleştirilmesi Onay mekanizmaları, evrak iş akışları ve dokümantasyon süreçleri otomatikleştirilerek kullanıcı hataları azaltılır, hız ve şeffaflık sağlanır. 5. Çalışan Eğitimleri ve Adaptasyon Süreci En başarılı teknoloji bile kullanıcılar tarafından benimsenmediği sürece etkinlik kazanamaz. Bu nedenle tüm çalışanlara, sistemlerin nasıl kullanılacağı, belge güvenliği ve veri gizliliği hakkında kapsamlı eğitimler verilmelidir. 6. Pilot Uygulama ile Başlamak Öncelikle belirli bir departmanda pilot uygulama gerçekleştirilerek sistemin işleyişi test edilmeli, geri bildirimler alınmalı ve gerekli iyileştirmeler yapılmalıdır. Ardından kurum geneline yayılmalıdır. 7. Dijital Arşiv ve Yasal Uyum Dijital belgelerin saklanması, yedeklenmesi ve yasal geçerliliği önemlidir. Ülkenin mevzuatına uygun şekilde belgelerin dijital olarak arşivlenmesi, denetim süreçleri açısından önemlidir. Kâğıtsız Ofise Geçişte Karşılaşılan Zorluklar • Değişim Direnci: Çalışanlar alışkanlıklarından vazgeçmekte zorlanabilir. • Güvenlik Endişeleri: Dijital sistemlere karşı siber saldırı riski korkutucu olabilir. • Yatırım Maliyetleri: İlk aşamada teknolojiye ve eğitime yapılacak harcamalar göz korkutabilir. • Hukuki Bilinmezlik: Elektronik belgelerin yasal geçerliliği konusunda bilgi eksikliği olabilir. Bu Zorlukların Üstesinden Nasıl Gelinir? • Güçlü liderlik ve üst yönetim desteğiyle dijitalleşmenin önemi açıkça anlatılmalı. • Kültürel değişim, iletişim ve başarı hikâyeleri ile desteklenmeli. • Güvenlik konusunda profesyonel destek alınmalı ve sistemler düzenli test edilmelidir. • Eğitim ve danışmanlık süreçleri yatırımın bir parçası olarak görülmelidir. Kâğıtsız Ofisin Kurumsal Etkileri 1. Hızlı ve Şeffaf İş Süreçleri 2. Yüksek Kurumsal Hafıza ve Kolay Erişim 3. Daha Az Hata, Daha Fazla Denetim İmkanı 4. Kurumsal İmaj Güçlenmesi 5. Çevreci Marka Algısı Sonuç Kâğıtsız ofis, sadece teknolojik bir değişim değil, aynı zamanda kültürel ve operasyonel bir dönüşümdür. Entegre dijital süreçlerle bu hedefe adım adım yaklaşmak mümkündür. Bu süreçte sabırlı olmak, doğru adımları atmak ve çalışanları sürece dahil etmek başarıyı getirecektir. Kurumlar, çevreye duyarlı, verimli ve sürdürülebilir bir çalışma ortamı yaratmak istiyorsa, kâğıtsız ofis hedefini ertelemek yerine hemen harekete geçmelidir. Çünkü geleceğin ofisleri artık kâğıtsız olacak.
tarafından Ecem Oktay 6 Ağustos 2025
Teknolojinin iş dünyasına getirdiği en büyük yeniliklerden biri, iş süreçlerinin otomatikleştirilmesi olmuştur. Otomasyon sayesinde manuel, tekrarlayan görevler hızla tamamlanabilir, hata oranı azaltılabilir ve çalışanlar daha stratejik işlere odaklanabilir. Ancak otomasyonun sadece doğrudan maliyetleri değil, aynı zamanda gözle görülmeyen, gizli maliyetleri ve fırsatları da vardır. Bu yazıda, iş süreçlerini otomatikleştirmenin “gizli maliyeti” olarak nitelendirilen zaman kazancının önemini ve neden sıklıkla göz ardı edildiğini inceleyeceğiz. İş Süreçleri Otomasyonunun Temelleri Otomasyon, tekrarlayan ve kural tabanlı görevlerin yazılım veya robotlar aracılığıyla gerçekleştirilmesidir. İşletmeler, müşteri hizmetlerinden finansmana, tedarik zincirinden insan kaynaklarına kadar birçok alanda otomasyona yönelmektedir. Bu dönüşüm, operasyonel verimliliği artırmanın yanı sıra hata payını minimize eder ve süreçlerin hızlanmasını sağlar. Ancak çoğu şirket otomasyon yatırımlarını sadece doğrudan maliyetler, teknoloji lisans ücretleri ve iş gücü tasarrufu açısından değerlendirir. Oysa otomasyonun en değerli katkılarından biri, çalışanların ve organizasyonun kazandığı “zaman”dır. Gizli Maliyet: Zamanın Değeri Zaman, iş dünyasında ölçülmesi zor ancak en kıymetli kaynaktır. Otomasyon sayesinde bir süreç dakikalar, hatta saniyeler içinde tamamlanabilir hale gelir. Ancak bu zaman tasarrufu çoğu zaman “gizli maliyet” olarak kalır çünkü: • Üst yönetim ve karar vericiler genellikle süreç hızının organizasyonel etkisini tam olarak ölçemez. • Çalışanların boşalan zamanını nasıl değerlendireceği net değildir. • Zaman kazanımı stratejik faydaya dönüşmeyebilir. Zaman Kazancının Göz Ardı Edilmesinin Nedenleri 1. Ölçüm Zorluğu: Zaman tasarrufu genellikle sayısal verilerle direkt ölçülmez. Mesela, bir otomasyon aracı sayesinde ayda 100 saat kazanılması, bu saatlerin iş verimliliğine nasıl yansıdığı net görülmeyebilir. 2. İnsan Faktörü: Çalışanlar, boşalan zamanlarını verimli kullanamayabilir ya da yeni beceriler geliştirmek yerine mevcut rutinlerine devam edebilir. 3. Yönetim İletişimsizliği: Otomasyon projelerinde proje ekibi ve üst yönetim arasında zaman kazancı konusunda yeterince bilgi paylaşımı olmayabilir. 4. Kültürel Direnç: Bazı organizasyonlar, değişim ve yeniliklere karşı direnir; otomasyonun getirdiği hız artışını kabullenmekte zorlanır. Zaman Kazancını Avantaja Çevirmek İçin Stratejiler • Boşalan Zamanı Yenilik ve Gelişim İçin Kullanın: Otomasyonla elde edilen zaman, çalışanların yeni beceriler kazanması, problem çözme yeteneklerini geliştirmesi veya yaratıcı projelere odaklanması için kullanılmalıdır. • Performans Ölçüm Sistemlerini Geliştirin: Zaman tasarrufunun iş sonuçlarına etkisi somut metriklerle izlenmeli, düzenli raporlamalar yapılmalıdır. • Yönetimi Bilinçlendirin: Üst düzey yöneticilere zaman kazancının stratejik önemini anlatacak eğitimler ve sunumlar hazırlanmalıdır. • Sürekli İyileştirme Kültürü Oluşturun: Otomasyon sadece bir başlangıçtır; süreçler sürekli gözden geçirilmeli ve gelişen ihtiyaçlara göre uyarlanmalıdır. Otomasyonun Zaman Kazancının Kurumsal Etkileri 1. Hızlı Karar Alma: Otomatik raporlama ve veri analizi sayesinde karar süreçleri kısalır. 2. Müşteri Memnuniyeti Artışı: Hızlanan hizmet süreçleri müşterilerin bekleme sürelerini azaltır, memnuniyeti yükseltir. 3. Çalışan Motivasyonu: Rutin görevlerden kurtulan çalışanlar daha tatmin edici işlere yönelir. 4. Rekabet Avantajı: Zamanı etkin kullanabilen kurumlar piyasa değişikliklerine daha hızlı adapte olabilir. Sonuç İş süreçlerini otomatikleştirmenin doğrudan maliyetleri kadar, göz ardı edilen zaman kazancı da büyük önem taşır. Bu zaman, stratejik büyüme, çalışan gelişimi ve müşteri memnuniyetinde fark yaratır. Ancak bu avantajdan yararlanmak için zaman kazanımının kurumsal çapta anlaşılması, ölçülmesi ve doğru yönetilmesi gereklidir. Otomasyon projelerinizde yalnızca teknolojiye değil, “zaman yönetimi”ne de yatırım yaparak, gerçek katma değeri ortaya çıkarabilirsiniz.
tarafından Ecem Oktay 6 Ağustos 2025
Dijital dönüşüm, günümüz iş dünyasında sadece bir tercih değil, artık bir zorunluluktur. Rekabetin her geçen gün daha da yoğunlaştığı, teknolojik gelişmelerin hız kazandığı ve müşteri beklentilerinin sürekli evrildiği bir çağda, dijitalleşmeyen şirketlerin sürdürülebilirliğini sağlaması neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Ancak dijital dönüşüm girişimlerinin önemli bir bölümü, ne yazık ki başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. McKinsey, Harvard Business Review ve Forbes gibi küresel kaynaklar, dijital dönüşüm projelerinin yaklaşık %70’inin hedeflerine ulaşamadığını ortaya koymaktadır. Peki, bu kadar kritik olan bir sürecin başarısız olmasının temel nedenleri nelerdir? Ve en önemlisi, bu tuzaklardan nasıl kaçınılabilir? Aşağıda dijital dönüşüm projelerinin başarısız olmasının 7 temel nedenini ve bunlara karşı alınabilecek etkili önlemleri bulacaksınız. 1. Net Bir Strateji ve Vizyon Eksikliği Birçok kurum, dijitalleşmeyi sadece teknolojik bir güncelleme ya da bir BT yatırımı olarak görme hatasına düşüyor. Oysa dijital dönüşüm, yalnızca yazılım ya da donanım değil, iş modelinden kültüre, süreçlerden müşteri deneyimine kadar köklü bir değişimi içerir. Önlem: Dijital dönüşüm projesine başlamadan önce, üst yönetimden tüm ekiplere kadar herkesin ortak bir vizyonu paylaşması sağlanmalı. Kurumun mevcut durumu analiz edilmeli, dönüşümden ne beklenildiği netleştirilmeli ve ulaşılmak istenen hedefler ölçülebilir şekilde tanımlanmalıdır. 2. Liderlik Desteğinin Yetersizliği Üst yönetimin desteği olmadan hiçbir dönüşüm projesi başarılı olamaz. Liderler süreci sahiplenmediğinde, alt kademelerdeki ekipler de dijital dönüşüme direnç gösterir veya projeye gönülsüz katılım sağlar. Önlem: Liderlerin süreci içselleştirmesi, rol model olması ve değişimi aktif biçimde yönetmesi gerekir. Ayrıca, dönüşümün şirket vizyonu ile nasıl örtüştüğü açıkça anlatılmalı ve liderlik ekibi dönüşüm sürecinin ön saflarında yer almalıdır. 3. Kurum Kültürünün Değişime Direnç Göstermesi İnsan faktörü, dijital dönüşümdeki en kritik unsurlardan biridir. Çalışanlar, alışkanlıklarını değiştirmekte isteksiz olabilir, yeni teknolojilere karşı önyargı geliştirebilir veya kendilerini bu sürecin dışında hissedebilirler. Önlem: Dönüşüm sürecine tüm çalışanların katılımı sağlanmalı. Eğitimler, iç iletişim kampanyaları ve geri bildirim mekanizmaları ile çalışanlar sürece dahil edilmeli. “Kültürel değişim” de bir proje başlığı olarak ele alınmalı. 4. Yetersiz Teknolojik Altyapı Dijital dönüşüm sadece yeni araçlar kullanmakla değil, aynı zamanda bu araçları entegre ve verimli şekilde kullanabilmekle ilgilidir. Dağınık sistemler, güncel olmayan yazılımlar ya da birbirini desteklemeyen teknolojik yapı taşları süreci sekteye uğratabilir. Önlem: Mevcut altyapı detaylı şekilde analiz edilmeli. Sistemler arası entegrasyon olanakları değerlendirilmeli ve ihtiyaç duyulan altyapı yatırımları önceliklendirilmelidir. Teknoloji sadece “yeni” değil, aynı zamanda “uyumlu ve sürdürülebilir” olmalıdır. 5. Veri Yönetiminde Zayıflık Veri, dijital dönüşümün temelidir. Ancak birçok kurum, elindeki veriyi anlamlı şekilde kullanamamakta veya veri yönetimini etkin bir sistemle yapamamaktadır. Bu da alınan kararların eksik ya da hatalı olmasına neden olur. Önlem: Veri stratejisi oluşturulmalı. Kaliteli veri toplama, işleme, analiz etme ve bu veriyi karar alma süreçlerine entegre etme konusunda güçlü mekanizmalar kurulmalıdır. Ayrıca, veri güvenliği ve gizliliği konuları da titizlikle ele alınmalıdır. 6. Süreç Odaklılık Yerine Teknoloji Odaklılık Dijital dönüşüm çoğu zaman “şu yazılımı alalım, bu uygulamayı kuralım” mantığıyla başlatılıyor. Oysa esas hedef süreçleri dijitalleştirmek değil, süreçleri yeniden düşünmek ve optimize etmektir. Önlem: Dönüşüm, iş süreçlerinin uçtan uca ele alınmasını ve iyileştirilmesini hedeflemelidir. Süreç yönetimi (BPM) sistemleri kullanılmalı, yalınlaştırma ve otomasyon odaklı çalışmalar yapılmalıdır. Teknoloji bu sürecin destekçisi, asla tek başına çözüm değildir. 7. Başarı Kriterlerinin Belirsizliği ve Performans Ölçüm Eksikliği Ne yazık ki birçok dijital dönüşüm projesi başladığı anda “başarılı” sayılıyor. Oysa dönüşüm projelerinin başarısını değerlendirmek için ölçülebilir metrikler ve performans göstergeleri gereklidir. Önlem: Projeye başlamadan önce başarı kriterleri açıkça tanımlanmalıdır. KPI’lar, ROI hesaplamaları ve proje sonrası etki analizleri düzenli olarak yapılmalıdır. Bu sayede dönüşüm sadece başlatılmış değil, gerçekten “başarıyla tamamlanmış” olur. Dijital Dönüşümde Başarı İçin Öneriler Dijital dönüşüm, sadece bir teknoloji yatırımı değil, bütünsel bir değişimdir. Başarıya ulaşmak isteyen şirketler, şu temel yaklaşımları benimsemelidir: • Müşteri Odaklılık: Dönüşümün odağına her zaman müşteri deneyimi yerleştirilmelidir. • Çevik Yönetişim: Uzun vadeli planların yanında çevik metodolojilerle esneklik sağlanmalıdır. • Sürekli Öğrenme: Hem çalışanlar hem yöneticiler dijital yetkinliklerini sürekli geliştirmelidir. • İç İletişim ve Şeffaflık: Kurum içinde açık iletişim, güveni ve katılımı artırır. • Pilot Uygulamalar: Büyük ölçekli projelerden önce küçük ölçekli denemelerle risk azaltılabilir. Sonuç Dijital dönüşüm, kurumları geleceğe hazırlayan, rekabet avantajı sağlayan ve sürdürülebilir başarıyı destekleyen stratejik bir adımdır. Ancak bu yolculukta başarısızlık ihtimali de göz ardı edilmemelidir. Başarısızlık nedenlerini anlamak ve bunlara karşı önlemler geliştirmek, sadece teknolojiye değil, insan ve süreç yönetimine de yatırım yapmakla mümkündür. Dijitalleşmenin kazananı olmak için doğru strateji, doğru liderlik ve kararlılıkla ilerlemek gerekir. Aksi takdirde dijital dönüşüm, pahalı bir teknoloji yatırımından öteye geçemez.
tarafından Ecem Oktay 20 Haziran 2025
Müşteri deneyimi (Customer Experience - CX), günümüz iş dünyasında başarıyı belirleyen en önemli faktörlerden biri haline gelmiştir. Teknolojinin hızla gelişmesi, müşterilerin beklentilerinin artmasına ve hizmet alma alışkanlıklarının değişmesine neden olmuştur. Bu durum, şirketleri yalnızca ürün veya hizmet sunan bir yapı olmaktan çıkarıp, müşteriyle kurduğu her teması optimize etmeye yöneltmiştir. Dijital çözümler, bu dönüşümün merkezinde yer alarak işletmelere müşteri odaklı bir yaklaşımı hayata geçirme imkânı sunar. Müşteri odaklılık, yalnızca satış sürecinde değil; pazarlamadan satış sonrası desteğe kadar tüm müşteri yolculuğunun merkezine müşteriyi koymak anlamına gelir. Bu yazıda, müşteri deneyiminin neden kritik olduğunu, dijital çözümlerle nasıl iyileştirilebileceğini ve bu sürecin şirketlere nasıl rekabet avantajı sağladığını ele alacağız. Müşteri Deneyiminin Önemi Müşteriler, kendilerine özel, hızlı, sorunsuz ve tutarlı deneyimler yaşamak istemektedir. Ürün veya hizmet kalitesi kadar, bu ürünlere nasıl erişildiği, destek alındığında nasıl bir iletişim kurulduğu da memnuniyet üzerinde doğrudan etkilidir. Müşteri deneyimi şu yönlerden büyük önem taşır: • Marka bağlılığı oluşturur • Ağızdan ağıza pazarlamayı tetikler • Müşteri yaşam boyu değerini artırır • Rekabet ortamında fark yaratır • Maliyetleri düşürerek müşteri kazanım maliyetini azaltır Birçok araştırma, olumsuz müşteri deneyiminin yalnızca bir olayda dahi müşterinin markayla bağını koparmasına yol açtığını göstermektedir. Dijital Çözümlerle Deneyim Dönüşümü Dijitalleşme sayesinde artık müşteri ile iletişim tek yönlü değil, çok kanallı ve etkileşimli hale gelmiştir. Bu kapsamda dijital çözümler, müşteri deneyimini geliştirmek için güçlü araçlar sunar: 1. CRM Sistemleri (Müşteri İlişkileri Yönetimi) Müşteri geçmişi, alışkanlıkları, tercihleri ve sorunları tek bir merkezde toplanarak özelleştirilmiş iletişim ve hizmet planlaması yapılabilir. 2. Omni-Channel Yaklaşımı Müşteriye sosyal medya, e-posta, mobil uygulama, çağrı merkezi veya mağaza gibi çoklu kanallardan ulaşılabilir ve bu kanallar arasında kesintisiz geçiş sağlanabilir. 3. Chatbot ve Canlı Destek Sistemleri 7/24 hizmet sunarak müşteri sorularına anında cevap verilmesini sağlar. Yapay zeka destekli sistemler, sorunları önceden tahmin edip çözüm önerileri de sunabilir. 4. Mobil Uygulamalar ve Self Servis Sistemleri Müşterilere işlemlerini kendi başlarına hızlıca yapabilecekleri, kullanıcı dostu platformlar sunmak deneyimi olumlu etkiler. 5. Kişiselleştirme Araçları Web siteleri, e-bültenler ve mobil uygulamalarda kişisel ilgi alanlarına göre içerik ve öneri sunmak müşteriyle duygusal bağ kurmayı kolaylaştırır. 6. Veri Analitiği ve Müşteri Davranışı Takibi Hangi ürünlerin daha çok tercih edildiği, nerelerde sorun yaşandığı, hangi kanalların daha verimli olduğu gibi verilerle deneyim sürekli iyileştirilebilir. Müşteri Odaklı Kültürün İnşası Teknoloji ne kadar gelişmiş olursa olsun, müşteri odaklılık bir kültür meselesidir. Bu kültürün yerleşmesi için: • Tüm çalışanların müşteriyi merkeze alması gerekir • Üst yönetimin kararlı ve öncü bir yaklaşım sergilemesi önemlidir • Her departman, kendi süreçlerini müşteri gözünden değerlendirerek revize etmelidir • Müşteri geri bildirimleri düzenli toplanmalı ve aksiyon alınmalıdır Bu kültürel dönüşüm, dijital araçlarla desteklendiğinde sürdürülebilir başarı mümkün hale gelir. Başarılı Uygulamalardan Örnekler Bir banka, mobil uygulamasında müşteriyle doğrudan etkileşimi artırmak için anlık bildirimler, hızlı işlem menüleri ve kişiye özel finansal öneriler sunarak mobil müşteri memnuniyetini %30 artırmıştır. Bir e-ticaret şirketi, iade ve değişim süreçlerini tamamen dijitalleştirerek müşteri memnuniyet puanlarını %25 artırmış ve aynı zamanda operasyonel maliyetleri düşürmüştür. Bir sağlık hizmeti sağlayıcısı, randevu ve sonuç alma süreçlerini dijital platformlara taşıyarak hasta şikayetlerinde %40 azalma sağlamıştır. Dijital Müşteri Deneyiminin Ölçümü Deneyimi ölçmek için kullanılan başlıca metrikler şunlardır: • Net Tavsiye Skoru (NPS) • Müşteri Memnuniyeti Skoru (CSAT) • Müşteri Çaba Skoru (CES) • İlk Temas Çözüm Oranı • Yanıt Süresi ve Hizmet Seviyesi Göstergeleri Bu metriklerin düzenli takibi ve analizi, müşteri deneyiminde iyileştirme fırsatlarını ortaya çıkarır. Geleceğe Bakış: Deneyim Ekonomisi ve Teknoloji Yapay zeka, makine öğrenmesi, sesli asistanlar, artırılmış gerçeklik (AR), sanal gerçeklik (VR) gibi teknolojiler, müşteri deneyiminin geleceğini şekillendirmektedir. Bu teknolojilerle desteklenen deneyimler daha sezgisel, kişiselleştirilmiş ve etkileyici hale gelecektir. Ayrıca sürdürülebilirlik, sosyal sorumluluk gibi değer temelli beklentiler de deneyimin parçası haline gelmektedir. Markalar, sadece iyi hizmet değil, aynı zamanda anlamlı bir bağ da sunmak zorundadır. Sonuç Müşteri deneyimi, işletmelerin sürdürülebilir büyümesinde temel rol oynayan bir faktördür. Dijital çözümler, bu deneyimi daha hızlı, akıllı ve kişisel hale getirerek şirketlere hem rekabet avantajı sağlar hem de uzun vadeli sadakat yaratır. Müşteri odaklı yaklaşımı yalnızca bir strateji değil, iş yapma biçimi haline getirmek; teknolojiyi bu hedef doğrultusunda kullanmak, geleceğin kazananlarını belirleyecektir.
tarafından Ecem Oktay 17 Haziran 2025
Geleneksel sektörlerin dijitalleşmeyle yeniden şekillendiği bir çağda, sigortacılık sektörü de dijital pazarlamanın sunduğu fırsatlardan maksimum düzeyde yararlanmaya çalışıyor. Artık müşteriler, sigorta ürünlerini internetten araştırıyor, karşılaştırıyor ve hatta poliçelerini çevrim içi olarak satın alıyor. Bu nedenle sigorta şirketlerinin yalnızca sahada satış yapan temsilcilerle değil, dijital kanallarla da varlık göstermesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu yazıda, dijital pazarlamanın sigortacılık sektörüne etkisini, kullanılan temel stratejileri ve başarılı uygulama örneklerini detaylı biçimde inceleyeceğiz. Sigortacılıkta Dijital Dönüşüm ve Müşteri Davranışları Günümüzde sigorta müşterileri daha bilinçli, karşılaştırmacı ve hızlı çözüm arayışında. İnternet üzerinden bilgi edinme, ürün araştırma ve yorumları değerlendirme gibi davranışlar, satın alma kararını doğrudan etkiliyor. Bu değişim, sigorta şirketlerini dijital pazarlama stratejilerini yeniden tasarlamaya ve müşteri deneyimini ön plana almaya itiyor. Müşteri davranışlarındaki bu dönüşüm, dijital pazarlamayı yalnızca bir reklam aracı değil, müşteriyle bütünsel iletişim kurmanın en etkili yolu haline getiriyor. Dijital Pazarlamanın Temel Bileşenleri Dijital pazarlama stratejileri, çeşitli dijital kanalların ve teknolojilerin entegre kullanımıyla oluşturulur. Bu stratejilerde temel bileşenler şunlardır: 1. Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) Sigorta hizmeti sunan bir şirketin internet sitesinin Google aramalarında üst sıralarda çıkması, müşteri trafiğini büyük ölçüde etkiler. Özellikle “en uygun sağlık sigortası”, “kasko karşılaştırma” gibi aramalar üzerinden hedef kitleye ulaşmak mümkündür. Strateji: • Blog içerikleriyle bilgi veren yapılar kurmak • Anahtar kelime analizi yapmak • Yerel SEO çalışmaları ile bölgesel görünürlük artırmak 2. Arama Motoru Reklamları (SEM) Google Ads gibi platformlarla hedeflenen anahtar kelimelere reklam vermek, özellikle yoğun rekabetin yaşandığı sigorta sektöründe potansiyel müşterilere doğrudan ulaşma imkanı tanır. 3. Sosyal Medya Pazarlaması Sigorta hizmetlerinin, sosyal medya platformları üzerinden görsel, bilgilendirici ve etkileşim odaklı içeriklerle tanıtılması markanın bilinirliğini ve güvenilirliğini artırır. Önerilen Platformlar: • Facebook: Aile ve bireysel sigorta ürünlerinin tanıtımı • Instagram: Görsel odaklı içeriklerle genç hedef kitlenin dikkatini çekmek • LinkedIn: Kurumsal sigorta ürünleri için B2B pazarlama 4. İçerik Pazarlaması Müşteri güveni inşa etmek için kaliteli ve bilgilendirici içerikler şarttır. Sigorta terimlerini açıklayan rehber yazılar, ihtiyaç analizleri, kullanıcı hikâyeleri ve karşılaştırmalı tablolar, tüketicinin karar verme sürecine doğrudan katkı sağlar. İçerik Türleri: • Blog yazıları • E-kitaplar • Videolar • SSS sayfaları 5. E-Posta Pazarlaması Var olan müşterilere yeni ürünler hakkında bilgi vermek, yenileme hatırlatmaları yapmak ve kişiye özel teklifler sunmak için etkili bir araçtır. Özellikle segmentasyona dayalı e-posta listeleri ile dönüşüm oranı artırılabilir. 6. Dijital Analitik ve Performans Takibi Tüm dijital pazarlama faaliyetlerinin geri dönüşünü anlamak için Google Analytics, Hotjar gibi analiz araçlarıyla performans ölçümü yapılmalıdır. Bu sayede kampanyalar optimize edilir ve daha iyi sonuçlar alınır. Sigorta Şirketleri için Hedef Kitle Segmentasyonu Dijital pazarlama stratejilerinin başarısı, hedef kitlenin doğru tanımlanmasına bağlıdır. Sigorta sektörü için başlıca segmentler: • Gençler: Seyahat ve bireysel sağlık sigortaları • Yeni evliler: Konut sigortası • Aileler: Tamamlayıcı sağlık ve hayat sigortaları • KOBİ'ler: Ticari sigortalar, iş yeri sigortası • Yaşlı bireyler: Emeklilik ürünleri, sağlık sigortaları Her bir segmente özel kampanya dili, içerik türü ve kanal seçimi yapılmalıdır. Yapay Zeka Destekli Dijital Pazarlama Uygulamaları Yeni nesil dijital pazarlama stratejilerinde yapay zeka (AI) önemli rol oynamaktadır. Sigorta şirketleri AI destekli araçlarla: • Kişiselleştirilmiş teklif sunabilir • Chatbot’larla 7/24 müşteri iletişimi kurabilir • Potansiyel müşteri davranışlarını analiz ederek önerilerde bulunabilir • Otomatik kampanya yönetimi gerçekleştirebilir Örneğin, bir kullanıcının web sitesinde kasko hesaplama aracını kullanması sonrası, sistemin bu kişiye özel bir teklif hazırlayıp e-posta veya SMS ile göndermesi dönüşüm oranlarını ciddi oranda artırabilir. Dijital Pazarlamada Güven Unsuru Sigorta, doğası gereği güvene dayalı bir sektördür. Dijitalde görünür olmak kadar, güven vermek de kritik önemdedir. Bunun için; • Kullanıcı yorumlarına yer verilmesi • Müşteri hikâyelerinin paylaşılması • Güvenlik sertifikalarının (SSL vb.) kullanımı • Açık ve sade dil kullanımı • Şeffaf fiyatlandırma ve poliçe koşulları sunulması gerekir Başarı Örneği: Dijitalde Büyüyen Bir Sigorta Markası Türkiye’de faaliyet gösteren orta ölçekli bir sigorta firması, dijital pazarlamaya yatırım yaparak şu adımları izlemiştir: • Web sitesini mobil uyumlu ve kullanıcı dostu hale getirmiştir • Blog sayfasında haftalık içerikler yayınlamaya başlamıştır • Sosyal medyada hedef odaklı kampanyalar düzenlemiştir • Dijital reklam bütçesini Google Ads ve Instagram üzerine yönlendirmiştir Sonuç olarak: • Site trafiği %75 artmıştır • Online poliçe satışları %60 yükselmiştir • Yeni müşteri kazanımı %30 oranında artmıştır Geleceğe Yönelik Stratejiler Dijital pazarlama dinamik bir süreçtir ve sürekli güncellenmesi gerekir. Sigorta firmaları için önerilen ileri stratejiler şunlardır: • Video içeriklere ağırlık vermek (örneğin: poliçe anlatımları, müşteri deneyimleri) • Mikro hedefleme ile kişiselleştirilmiş reklamlar sunmak • Omnichannel pazarlama stratejileri ile kanal bütünlüğü sağlamak • Veri güvenliği ve gizliliği konusunda şeffaf ve uyumlu olmak • Sosyal sorumluluk kampanyaları ile markaya değer katmak Sonuç Sigorta sektöründe dijital pazarlama, artık opsiyonel bir alan değil; rekabet avantajı sağlamak için zorunlu bir unsurdur. Teknolojiyle entegre, veri odaklı ve müşteri merkezli stratejilerle hareket eden sigorta şirketleri; hem marka bilinirliğini artırmakta hem de satış ve müşteri memnuniyeti alanlarında önemli kazanımlar elde etmektedir. Gelecekte başarılı olmak isteyen sigorta şirketleri, dijital pazarlamayı yalnızca reklam aracı olarak değil, müşteriyle kurdukları ilişkinin merkezine koymalı ve bu doğrultuda uzun vadeli stratejiler geliştirmelidir. Dijitalleşen dünyada ayakta kalmak için dijital düşünmek şarttır.
tarafından Ecem Oktay 17 Haziran 2025
21. yüzyılın iş dünyası, dijitalleşme ekseninde yeniden şekilleniyor. Kurumlar, rekabet gücünü artırmak, müşteri beklentilerini karşılamak ve sürdürülebilir başarıyı yakalamak adına dijital dönüşüm süreçlerine hız veriyor. Ancak dijital dönüşüm yalnızca teknolojik bir değişim değil; aynı zamanda organizasyonel yapının, iş modellerinin ve kurum kültürünün yeniden yapılandırılması anlamına geliyor. Bu dönüşümün en somut çıktılarından biri de kurumsal performansın artmasıdır. Bu yazıda, dijital dönüşümün kurumların performansına olan etkisini, bu sürecin nasıl yönetilmesi gerektiğini ve başarıya ulaşmak için izlenmesi gereken temel stratejileri ayrıntılı biçimde ele alacağız. Dijital Dönüşüm Nedir? Dijital dönüşüm, kurumların teknolojiyi iş süreçlerine entegre ederek daha çevik, verimli ve müşteri odaklı hale gelmesini sağlayan bütüncül bir değişim sürecidir. Bu süreç; • Yeni teknolojilerin (yapay zeka, bulut bilişim, nesnelerin interneti vb.) kullanılması, • Süreçlerin otomatikleştirilmesi ve dijitalleştirilmesi, • Veriye dayalı karar alma kültürünün benimsenmesi, • Müşteri deneyiminin yeniden tanımlanması gibi unsurları kapsar. Kurumsal Performans Nedir? Kurumsal performans, bir kurumun belirli bir dönemde hedeflerine ulaşma derecesini ifade eder. Bu performans çeşitli boyutlarda ölçülebilir: • Finansal performans (kârlılık, gelir artışı) • Operasyonel verimlilik • Müşteri memnuniyeti ve sadakati • Çalışan bağlılığı ve üretkenliği • Yenilikçilik ve adaptasyon hızı Dijital dönüşüm bu başlıkların her birinde somut ve ölçülebilir iyileşmeler sağlayabilir. Dijital Dönüşümün Kurumsal Performansa Etkileri 1. Operasyonel Verimliliğin Artması Dijital dönüşüm ile iş süreçleri sadeleştirilir, manuel işlemler otomatikleştirilir. Bu sayede: • Zaman kaybı azalır • Hata oranı düşer • Kaynak kullanımı optimize edilir Örnek: Bir üretim şirketinde sipariş yönetim süreci dijitalleştirildiğinde, teslimat süresi %30 kısalabilir ve müşteri memnuniyeti artabilir. 2. Daha Hızlı ve Doğru Karar Alma Veri analitiği, iş zekâsı ve makine öğrenmesi gibi araçlarla kurumlar artık geçmiş performanslarını analiz edebilir, geleceğe dair tahminlerde bulunabilir ve stratejik kararlarını daha sağlam temellere dayandırabilir. Faydaları: • Risklerin daha erken tespiti • Pazardaki değişimlere hızlı adaptasyon • Stratejik planlamada isabet oranının artması 3. Müşteri Deneyiminin İyileştirilmesi Dijital kanallar üzerinden sunulan hizmetler sayesinde müşteri memnuniyeti ve sadakati artar. Özelleştirilmiş kampanyalar, anlık geri bildirim sistemleri ve chatbot destekli iletişim araçları, müşteriyle kurulan bağı kuvvetlendirir. 4. İnovasyon Kültürünün Güçlenmesi Dijital dönüşüm, yeniliğe açık bir organizasyon yapısını teşvik eder. Geleneksel hiyerarşik yapılar yerine daha yatay, işbirlikçi ve çevik ekipler oluşur. Bu da ürün geliştirme sürelerini kısaltır ve yeniliklerin daha hızlı pazara sunulmasını sağlar. 5. Çalışan Performansının Artması Otomasyon sayesinde çalışanlar rutin işlerden arındırılır; daha stratejik ve yaratıcı işlere odaklanabilirler. Ayrıca, uzaktan çalışma, dijital işbirliği araçları ve öğrenme platformları ile çalışan deneyimi daha esnek ve verimli hale gelir. Dijital Dönüşümde Başarıyı Getiren Adımlar 1. Net Bir Stratejik Vizyon Oluşturun Kurumsal hedeflerle uyumlu, ölçülebilir ve zamana bağlı bir dijital vizyon oluşturulmalı. Üst yönetim bu vizyonu benimsemeli ve tüm organizasyona açıkça aktarmalıdır. 2. Mevcut Durumu Doğru Analiz Edin Süreçlerin, teknolojik altyapının, insan kaynaklarının ve müşteri deneyimlerinin mevcut durumu analiz edilerek güçlü ve zayıf yönler belirlenmelidir. 3. Teknolojik Altyapıyı Güçlendirin Modern yazılımlar, bulut sistemleri, veri analitiği araçları ve siber güvenlik çözümleri dijital dönüşümün omurgasını oluşturur. Yetersiz altyapı, dönüşüm sürecinin önündeki en büyük engeldir. 4. Kademeli ve Esnek Uygulama Planı Hazırlayın Dijital dönüşüm, bir günde tamamlanan bir süreç değildir. Pilot uygulamalarla başlanmalı, sonuçlara göre süreç kademeli şekilde genişletilmelidir. Gerektiğinde esneklik sağlanmalı, öğrenilen dersler uygulamaya yansıtılmalıdır. 5. Çalışanları ve Kültürü Dönüşüme Dahil Edin Teknoloji kadar önemli olan bir unsur da “insan”dır. Çalışanların sürece katılımı sağlanmalı, gerekli eğitimler verilerek dijital yetkinlikleri artırılmalıdır. Ayrıca değişime direnç gösteren yapılar erken aşamada tespit edilip yönetilmelidir. 6. Performansı İzleyin, Ölçün ve Sürekli İyileştirin Kurumsal performans ölçümleri yapılmalı; dönüşümün etkileri periyodik olarak değerlendirilmelidir. KPI’lar belirlenmeli ve gerektiğinde yeni stratejiler geliştirilmeli, dönüşüm dinamik bir süreç olarak ele alınmalıdır. Başarı Hikayesi: Bir Finans Kurumunun Dönüşüm Yolculuğu Türkiye merkezli orta ölçekli bir finans kurumu, dijital dönüşüm stratejisini 3 yıl önce başlattı. Süreçte: • Tüm müşteri işlemleri mobil platformlara taşındı • Veri analitiği ile bireysel kredi değerlendirme süreçleri yeniden tasarlandı • Çalışanlar için uzaktan eğitim ve performans takip sistemleri kuruldu Sonuç olarak: • Müşteri memnuniyeti %28 arttı • İşlem süresi %40 kısaldı • Operasyonel maliyetlerde %22 azalma sağlandı Karşılaşılan Zorluklar ve Çözüm Yolları Dijital dönüşüm sürecinde bazı engeller kaçınılmazdır. En sık karşılaşılan zorluklar şunlardır: • Eski sistemlerle yeni teknolojilerin entegrasyon sorunları • Çalışan direnci • Yetersiz bütçe ve kaynak planlaması • Veri güvenliği endişeleri Bu sorunlara çözüm olarak: • Kapsamlı değişim yönetimi stratejileri geliştirilmeli • Paydaş iletişimi güçlendirilmelidir • Uzman danışmanlık ve dış kaynak desteğiyle teknik engeller aşılabilir Sonuç Dijital dönüşüm, yalnızca teknolojik bir atılım değil; kurumsal performansın bütünsel olarak yükselmesini sağlayan stratejik bir hamledir. Bu süreç, kurumları daha çevik, verimli, müşteri odaklı ve rekabetçi hale getirir. Ancak başarı, yalnızca teknolojik yatırımlarla değil; doğru strateji, güçlü liderlik, esnek planlama ve insan merkezli yaklaşımla mümkündür. Kurumsal performansını artırmak isteyen her kurum, dijital dönüşümü bir “maliyet” olarak değil, geleceğe yapılan bir “yatırım” olarak görmeli ve bu süreci kararlılıkla yürütmelidir. Çünkü dijitalleşen dünyada ayakta kalmak, dönüşüme ayak uydurmakla mümkündür.
Daha Fazla